Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Beyrut’ta Lübnan Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Abdallah Buhabib ile ortak basın toplantısı düzenledi.
-Burada iki konu üzerine odaklandık. Birincisi Gazze’de şu anda devam etmek olan dramı, kuşatmanın sona erdirilmesi ve sivil halkın mümkün olduğunda etkilenmemesi için alınacak tedbirler.
-Özellikle Gazze’deki nüfusa yardımların vakit kaydedilmeden ulaştırılması konusunda uluslararası kuruluşlarla ve ülkelerle yakın temas halindeyiz. Bu konuda başta Mısır olmak üzere diğer ülkelerle yakın işbirliği halindeyiz.
-Gazze’de devam eden durumun son bulması için çalışmalarımız devam edecek. Bu esnada Gazze’deki dramın diğer ülkelere etkisinin azalması, Lübnan, Mısır Ürdün olmak üzere diğer ülkelerin istikrarsızlaştırılmasına yönelik etkilerin de azalması için çalışıyoruz.
-Gazze’de devam eden savaş durmalı.
-Gazze’ye insani yardım için yoğun bir temas içindeyiz.
-Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti kurulmalı.
-Uluslararası toplum adım atmalı.
-Bir Filistin devleti kurulması için uluslararası toplumun ciddi bir adım atması için zaman gelmiştir. Filistin devletinin kurulması ertelendikçe bölgeye barış gelmeyecektir. Son olaylar bunu kanıtlamıştır. Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti kurulmalı.
-Bu çatışmanın aslında daha büyük savaşların kapısını açması için değil daha büyük bir barış sağlaması için neler yapabiliriz, bunun üzerinde çalışıyoruz. Bu savaştan daha büyük savaşlar çıkacağı gibi tarihi bir barış da çıkabilir. Cumhurbaşkanımız buna inanmakta ve bunun için çalışmakta.
-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) yarın olağanüstü şekilde toplanacak. Yarın Cidde’de İİT Dışişleri Bakanları olağanüstü toplantısı yapılacak. Türkiye olarak ikili ve çoklu görüşmelerde gerçekleri söylemekten geri durmuyoruz.
-Filistin için şimdiye kadarki uygulamalar çözüm olmadı. Yeni yöntemler gerekli. Çözüm konusunda netleşmiş fikirlerimiz var.
-Birisinin toprağını işgal ediyorsunuz. Evine el koyuyorsunuz, dışarı atıyorsunuz, birini getirip oraya koyuyorsunuz, ‘yerleşimci’ diyorsunuz. Tanımlamalar değişmeli. Bunun adı hırsızlıktır. Uzun yıllardır hegemonik güçlerin, medya gücüyle problemin gerçek tabiatını unutturduklarını görmekteyiz, artık buna bir son verme zamanı geldi.
Buna benzer yalanların kabul görmediği son olaylarda da ortaya çıktı. Artık bu yalanların kılıflara sokulmasından vazgeçilmesi gerekiyor.
Mescidi-i Aksa ile ilgili hassasiyetlere uluslararası toplumun dikkat etmesi lazım. Yıllardır uyarıyoruz. Yaptığımız uyarılara lütfen kulak verin. Kutsallarla oynanmaz. Bunların derhal son bulması lazım.
Türkiye, tarihi olan mazisi olan güçlü ve tecrübeli bir devlettir. Yaptığımız uyarılara lütfen kulak verin.
Türkiye olarak bize yapılan başvurular çerçevesinde her türlü kolaylaştırıcı ve insani rolü oynama konusunda prensip bir kararımız var. Bütün krizlerde bunu ortaya koyuyoruz. Şu ana kadar çeşitli ülkelerden vatandaşlarının salıverilmesi konusunda talepler aldık. Yabancıların, sivillerin bırakılması konusundaki çabalarımız devam etmekte. Kalıcı barışın sağlanması için çalışmalarımız devam edecek.”